TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Emrullah İşler, YÖK Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Üyesi Selçuk Pehlivanoğlu, Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Millî Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Yusuf Büyük, Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin hazırladığı Yükseköğretime Bakış 2019: İzleme ve Değerlendirme Raporu ile ilgili değerlendirmelerde bulundular.
İşler: Rapor, yükseköğretim alanına ilişkin verileri derli toplu bir şekilde ortaya koymaktadır
Memur-Sen Genel Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlenen ve Genel Başkan Ali Yalçın’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda raporla ilgili görüşlerini dile getiren Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Emrullah İşler, raporun, yükseköğretim alanına ilişkin verileri derli toplu bir şekilde ortaya koyduğunu ve kullanıcılarına anlamlı değerlendirmeler yapabilme imkânı sunduğunu belirterek, Türkiye’nin, demokratik şartları itibarıyla eğitim sektörünün her kademesindeki talep ve ihtiyaçların her daim yüksek ve çeşitli olduğu bir ülke olduğunu söyledi.
Demokratik ve küresel eğilimler dikkate alındığında, yükseköğretime olan ihtiyacın artmaya, yükseköğretim kurumlarının kapasitesinin büyümeye devam edeceğinin öngörüldüğünü kaydeden İşler, “Türkiye’nin gerek 2023 hedefleri gerekse küresel dinamikler açısından yükseköğretim alanında öğrenci, öğretim üyesi, üniversite ve mezun sayılarının artmaya devam etmesi ve uygun bir altyapının kurulması gerekmektedir. Bu nedenle, hem son yıllarda açılan yeni üniversiteler hem de yükseköğretimde ihtiyaç analizleri yapılarak kurulan üniversiteler Türkiye’nin nüfus yapısının gerektirdiği büyüklüğe ulaşmıştır. Özellikle 2003-2019 yılları arasında bu konuda niceliksel bakımdan çok önemli gelişmeler yaşanmıştır. Artık atılması gereken adımlar, Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın on büyük ekonomisinden biri olma hedefi dikkate alınarak ve bu hedefe ulaşmada akademik nitelik düzeyinin düzeltilmesinin ve bilgi üretiminin artırılmasının olmazsa olmaz olduğu bilinciyle atılmalıdır” dedi.
Şişman: Eğitim-Bir-Sen’i bu faaliyetlerinden dolayı kutluyorum
YÖK Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, Eğitim-Bir-Sen’i bu faaliyetlerinden dolayı kutlayarak ve bu tür çalışmaların devam etmesini temenni ederek sözlerine başladı. Sendikaların asli görevinin her şeyden önce çalışanların mesleki yönden gelişimi, yapmış oldukları iş ve icraat ile ilgili yetkinliklerinin geliştirilmesi olduğunu ifade eden Şişman, “Yani sadece çalışanların özlük haklarının savunulması değil, onların yapmış oldukları iş ve icraat ile ilgili yetenekler kazanmakla ilgili faaliyetler içinde olmaları gerekir. Eğitim-Bir-Sen birtakım faaliyetlerle yapmış olduğu rapor çalışmalarıyla da eğitimsel anlamda çalışmalarıyla da bunu yapmaya çalışmaktadır” şeklinde konuştu.
Türkiye’de yükseköğretime erişim konusunda bir sorun olmadığını düşündüğünü söyleyen Şişman, şöyle konuştu: “Elbette nitelikle ilgili tartışmalar her zaman devam edecektir. Yani nicelik olarak yükseköğretim Türkiye’de belli bir seviyeye gelmiş ve büyümüştür. Ancak tabii ki birtakım sorunlarımız da yok değil. Bunların da çözümüne çalışıyoruz. Öğretim elemanı, öğretim üyesi geliştirmeye yönelik programlarımızdan raporda söz edilmemiş. Bunu geçen yıl da dile getirdim. YÖK ilk defa 100 / 2000 projesi adı altında bir proje başlattı. Türkiye’nin 100 önemli, öncelikli alanında lisans tipi eğitim programları açtık. Şu anda 3 bin 700 dolayında öğrenci bu programlara devam etmektedir. Türkiye’de olabildiğince eğitimin finansmanı devlet tarafından karşılanmaktadır. Dünyada yükseköğretim paralı hâle gelirken Türkiye bu anlamda bir devlet olarak bütün yükü yüklenmiş durumda. Bu konuda üniversitelerin kaynak üretmesi, patent üretmesi ve alternatif eğitim kaynaklarına sahip olması bütün dünyada tartışılan bir konu. Biz üniversitelerimizi ilave alternatif kaynaklar oluşturabilmeleri konusunda destekliyoruz.”
Pehlivanoğlu: Nitelikli insan yetiştirmeye önem vermemiz gerekmektedir
Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Üyesi Selçuk Pehlivanoğlu, açıklanan raporun kıymetli olduğunu vurgulayarak, “Farklı bakış açıları sunmak, farklı görüşleri ortaya koymak, eğitime yönelik çıktılarla yaklaşımları sağlamak anlamında sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların, düşünce kuruluşlarının, eğitimin idaresindeki kurumlara görüş bildirmesinin önemine inanmaktayım. Bu ve benzeri çalışmaların ortaya konulmasının yanında çözüm önerilerinin aktarımı da gerçekleştirildikçe katkıların çok daha fazla olacağına inanıyorum. Unutmayalım ki 21. yüzyılda savaşlar silahla değil, beyinle yapılıyor. Bu yüzden ne kadar yetkin bir nüfusunuzun olduğu çok önemlidir. Dünya ile rekabet etmek istiyorsak nitelikli insan yetiştirmeye önem vermemiz gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Elmas: Liyakat ve ehliyet temelli yönetişim modeline önemli katkılar sunan bir rapor
Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas, raporun kaliteli olduğunu belirterek, “Kalite Kurulu Başkanı olarak kaliteli bir rapor olduğunu söyleyeyim öncelikle. Kalite kurulunun baktığı yer, işte üniversiteler bu karmaşık dünyaya ayak uydurabilecek bilgi ve yetkinlikte mezun yetiştirebiliyor mu? Yaptığı araştırmaların çıktısı ve etkinliği nasıl ve bu kurumları iyi yönetebiliyor mu? Genel yetkinlik esasına göre bakıyoruz. Bu raporda da yer alan bazı hususlar bizim de kalite kurulu olarak önemsediğimiz hususlardan. Liyakat ve ehliyet temelli yönetişim modeline önemli katkılar sunan bir rapor” diye konuştu.
Büyük: Yükseköğretime ilişkin yapılan her araştırma ve çalışma ülkemizin geleceğe emin adımlarla yürümesini sağlayacaktır
Millî Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Yusuf Büyük ise, raporun daha kaliteli ve sağlıklı işler yapmak adına bir kılavuz niteliğinde olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Sendikalarımız eğitim-öğretimle ilgili hazırlamış oldukları raporları istifademize sunduklarında çok mutlu olduğumu dile getirmek isterim. Gelişen dünyada eğitim öncelikli olarak ele alınan bir disiplin olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler bunun öneminin farkına çok daha erken varmış ve eğitim alanında yaptıkları yatırımları her geçen gün artırmışlardır. Bilgi toplumunun temelini oluşturan eğitim, kalkınma için de çok önemli bir güçtür. İçinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağında doğal olarak bir toplumun insanlarının sahip olduğu eğitimin niteliği o ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen önemli bir ölçüdür. Yükseköğretime ilişkin yapılan her araştırma ve çalışma ülkemizin geleceğe emin adımlarla yürümesini sağlayacaktır. Ülkemizin geleceği ve gelişimi için toplumsal bir öneme sahip yükseköğrenim kurumlarıyla ilgili hazırlanan bu rapor daha kaliteli ve sağlıklı işler yapmak adına bir kılavuz niteliğindedir.”